
Ağrı Tedavileri
Uluslararası Ağrı Araştırmaları Teşkilatı’na(göre ağrı; “Var olan veya olası doku hasarına eşlik eden veya bu hasar ile tanımlanabilen, hoşa gitmeyen duysal ve emosyonel deneyim” olarak adlandırılmaktadır .Ağrı tedavisi konusunda eğitim almış anesteziyologlar multidisipliner ağrı
tedavi merkezlerinin koordinasyonu konusunda çok özel bir pozisyondadırlar, çünkü
anestezistler; cerrahi hasta grupları ve medikal alt birimlerin hastaları gibi çok farklı hasta grupları konusunda deneyimlidirler. Ayrıca anestezistler; klinikfarmakoloji, uygulamalı nöroanatomi, periferik ve santral sinir bloklarının kullanımı konusunda tecrübelidirler. Ağrıya bağlı davranışsal değişiklikler ağrı ve acı sonrasında kişide meydana gelen ağrının ifadesi; bağırma, kaçma kurtulma reaksiyonu, sağlık sistemine aşırı bağlanma, işten ve toplumdan uzaklaşma gibi durumlardır. Tüm bu durumlar kişinin bireysel ve sosyal hayatını olumsuz yönde etkiler.
Ağrı çeşitli ölçüm yöntemleriyle ölçümlendirilir ve tedavii süreci böylece gözlemlenebilir.
Akut ağrı ani başlar ve hastanın hekime başvurması için bir uyarı işlevi görür. Akut ağrı bir sendrom, bir hastalık değil, bir semptomdur. Akut ağrılı hastalığın olağan seyrinden veya bir yaralanmanın iyileşme süresinden çok daha uzun aylar, hatta yıllar boyu, aralıklarla devam eden ağrıya kronik ağrı adı verilir. Bir ağrının kronik ağrı haline gelebilmesi için üç ila altı aylık bir sürenin geçmesi gerekir. Çeşitli kronik ağrılar akut ağrılardan daha farklı bir biçimde, endüstri toplumlarının sağlık sistemlerinde, tedavi maliyetlerini yükselten bir ekonomik boyut içerir hale gelmiştir.Vücuttaki kronik ağrılı durumların çoğunluğu; boyun, sırtın üst ve orta kısmı, bel ağrısı ile alt ekstremitede görülür.
Spinal ağrı tedavisinde girişimsel yöntemler mevcuttur. Bunlar; diagnostik bloklar, trigger nokta enjeksiyonu, epidural injeksiyonler, servikal epidural lizis,faset eklem enjeksiyonu, Faset Sinir Bloğu/Radyofrekans Termokoagülasyon ile Perkütan Faset Rizotomi, Sempatik Ganglion Blokajı, Spinal kord stimülasyonu (SKS), İntradiskal tedaviler, ayrıca Nükleoplasti nükleer malzeme çıkarmak ve diskin içinde küçük bir kanal oluşturmak için radyofrekans enerjisi kullanılan minimal invaziv bir işlemdir.
Geleneksel tıbbın yanında tamamlayıcı ve alternatif tıp yöntemleri, özellikle kronik ağrı yönetiminde önemli bir rol oynar. Bu bağlamda akupunktur ve mezoterapi, ağrı tedavisinde sıkça başvurulan iki etkili yöntem olarak öne çıkmaktadır.
Akupunktur, kökeni binlerce yıl öncesine dayanan geleneksel Çin tıbbının temel uygulamalarından biridir. Vücutta belirli noktalara ince iğneler yerleştirilerek enerji akışının düzenlenmesi amaçlanır. Geleneksel Çin tıbbına göre, ağrı ve hastalıklar, vücutta enerji akışının (Qi) tıkanması sonucunda ortaya çıkar. Akupunktur iğneleri, bu enerji tıkanıklıklarını açar ve vücudun kendi kendini iyileştirme sürecini hızlandırır.
Bilimsel olarak, akupunkturun sinir sistemi üzerindeki etkileri araştırılmıştır. İğnelerin sinir uçlarını uyararak endorfin ve serotonin gibi ağrı kesici ve rahatlatıcı hormonların salgılanmasını tetiklediği bilinmektedir. Kas iskelet sistemi hastalıkları bel ve boyun fıtıkları, spor yaralanmaları, fibromyalji, migren tedavilerinde sıkça kullanılır.
Mezoterapi, ilacın direkt olarak problemli bölgeye verilmesini sağlayarak hızlı ve etkili sonuçlar elde edilmesini amaçlar, özellikle bölgesel ağrıların tedavisinde yaygın olarak kullanılır.Ağrı tedavisinde mezoterapi, kas-iskelet sistemi rahatsızlıkları, spor yaralanmaları, artrit ve bel-boyun fıtığı gibi durumlarda kullanılır. Enjekte edilen maddeler genellikle anti-enflamatuar, analjezik ve dolaşımı artırıcı özelliklere sahiptir. Böylece mezoterapi, hem ağrıyı azaltır hem de dokuların iyileşmesini hızlandırır.
Akupunktur ve mezoterapi yöntemleri, bazı durumlarda kombine olarak da kullanılabilir. Özellikle kronik ağrısı olan hastalarda, her iki yöntemin sinerjik etkisi daha hızlı ve uzun süreli rahatlama sağlayabilir. Akupunkturun sinir sistemi üzerindeki düzenleyici etkisiyle mezoterapinin bölgesel tedavi avantajı birleştiğinde, hem sistemik hem de lokal düzeyde etkili bir tedavi süreci oluşturulabilir.
Akupunktur ve mezoterapi, ağrı tedavisinde doğal ve yan etkisi nispeten düşük olan iki etkili yöntemdir. Bilimsel araştırmalar her iki yöntemin de ağrıyı azaltma ve vücudun iyileşme mekanizmalarını destekleme potansiyelini doğrulamaktadır. Yaşam kalitesini artırmak ve ağrısız bir yaşam sürmek isteyen bireyler için akupunktur ve mezoterapi, dikkate değer alternatifler sunmaktadır.
